İsrail’in Suriye’de başlattığı işgal ve saldırılar, uluslararası hukuka yönelik ihlalleri yeniden gündeme taşıdı. Orta Doğu uzmanı Dr. Assal Rad, İsrail’in Suriye’deki faaliyetlerinin, Filistin ve Lübnan’da yıllardır süregelen politikalarının bir uzantısı olduğunu ifade etti.
"Geçiş döneminden yararlanıyorlar"
İsrail’in Suriye’nin çalkantılı geçiş dönemini istismar ettiğini belirten Dr. Rad, “İsrail, Suriye’nin bu kırılgan döneminde işgal alanını genişletmek için fırsat kolluyor. Bu durum, Filistin toprakları ve Golan Tepeleri’nde yıllardır süren işgal zihniyetinin bir yansımasıdır.” dedi.
Hukuksuz işgal politikası
Rad, İsrail’in Golan Tepeleri'ndeki işgalinin uluslararası hukuk tarafından korunan toprak bütünlüğü ilkelerine aykırı olduğunu belirterek, “İsrail, ABD’nin desteği sayesinde uluslararası hukuka karşı hesap vermekten kaçınıyor. Bu durum Filistin, Lübnan ve şimdi de Suriye için aynı senaryoyu yaratıyor.” ifadelerini kullandı.
Uluslararası hukuk yeniden yazılamaz
Rad, İsrail’in uluslararası hukuku kendi çıkarlarına göre yorumlama çabalarına ilişkin olarak, “Egemenlik ve toprak bütünlüğü, uluslararası hukukun temel taşlarıdır. Bu, hiçbir ülkenin tek taraflı olarak değiştiremeyeceği bir mutabakata dayanır.” dedi.
Suriye’deki Gelişmeler
Baas rejiminin çöküşüyle birlikte İsrail, işgal altındaki Golan Tepeleri’nde tampon bölge sınırını genişletti. İsrail ordusu, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun talimatıyla Şam’a yakın bölgelerde askeri varlığını artırdı.
İsrail’in 1967’den bu yana işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri’nde, 1974’teki anlaşmayla belirlenen sınırların ihlal edilmesi, uluslararası toplum tarafından tepkiyle karşılanıyor. Uzmanlar, bölgedeki yeni işgal politikasının bölgesel barışı daha da tehlikeye sokacağını belirtiyor.