Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya’da düzenlenen BRICS Zirvesi'ne katılımı, dünya basınında büyük ilgi gördü. Özellikle Batı medyasında geniş yer bulan bu katılım, Türkiye’nin küresel siyasetteki yükselen konumu, arabuluculuk yetenekleri ve izlediği denge politikası açısından değerlendirildi. Erdoğan, BRICS Zirvesi'ne katılan tek NATO lideri olarak dikkat çekti ve bu durum Batılı ülkelerin ilgisini çekti.
Zirveye Katılan Tek NATO Lideri: Erdoğan
New York Times, zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öne çıktığını vurguladı. Haberde, Erdoğan’ın, Ukrayna savaşının ardından Rusya’da düzenlenen geniş çaplı uluslararası bir etkinliğe katılan tek NATO lideri olduğuna dikkat çekildi. Gazete, Erdoğan’ın Türkiye’yi uzun zamandır dünya sahnesinde “kritik bir aktör” olarak konumlandırdığını belirterek, Türkiye’nin zirvedeki varlığının, ülkelerin birden fazla rakip güç arasında dengeli bir ilişki kurmaya çalıştığının bir göstergesi olduğunu ifade etti.
Uzman görüşlerine de yer verilen haberde, Erdoğan’ın özellikle Ukrayna savaşında izlediği denge politikasına vurgu yapıldı. Türkiye’nin hem NATO içinde stratejik bir ortak olmaya devam ettiğine hem de Moskova’ya yönelik Batı yaptırımlarına katılmadığına dikkat çekildi. Türkiye’nin Ukrayna ve Rusya arasında yürüttüğü tahıl koridoru anlaşmasına aracılık ettiğinin altı çizildi ve Erdoğan’ın bu süreçte arabuluculuk rolüyle öne çıktığı vurgulandı.
Türkiye’nin BRICS’e Katılımı Üzerine Tartışmalar
ABD merkezli Foreign Policy dergisi, Türkiye’nin BRICS’e katılması halinde bunun jeopolitik açıdan önemli bir dönüm noktası olacağını yazdı. Yazıda, Türkiye’nin BRICS’e tam üye ya da ortak ülke olarak katılması durumunda, Batı’nın üstünlüğüne meydan okuyan bir yapıda aktif rol alacak ilk NATO üyesi olacağı belirtildi. Bu gelişmenin Türkiye’nin aktif tarafsızlık politikasının bir göstergesi olduğu ifade edilirken, Ankara’nın bu hamlesinin Batı ile ilişkilerini sürdürmekle birlikte yeni ittifaklar kurmayı amaçlayan uluslararası denge politikasının bir parçası olduğuna vurgu yapıldı.
Yazıda ayrıca BRICS üyelerinin enerji, ticaret ve altyapı geliştirme konularında hızla iş birliği yaptığı ve Türkiye’nin bu iş birliğine katılmasının BRICS açısından stratejik bir kazanım olacağı ifade edildi. Türkiye’nin NATO üyesi olarak gruba katılmasının BRICS’in tarafsızlık statüsünü güçlendireceği, Ankara için ise bu hamlenin dış politika etkisini artıracağı belirtildi.
Erdoğan’ın Arabuluculuk Yeteneği Öne Çıkarıldı
Financial Times ise Erdoğan’ın BRICS Zirvesi’ndeki katılımını ve Putin ile görüşmesini geniş şekilde ele aldı. Gazete, Erdoğan’ın Batılı müttefiklerine Rusya ile ilişkilerde ne kadar güçlü bir arabulucu olduğunu bir kez daha gösterdiğini belirtti. Erdoğan’ın Putin ile yakın ilişkilerini sürdürdüğüne dikkat çeken gazete, Türkiye’nin hem NATO üyeliğini hem de Ukrayna ile yakın iş birliğini koruyarak, dikkatli bir diplomatik denge yürüttüğünü ifade etti.
Haberde, Rusya ve Türkiye arasındaki tarihsel bağlar hatırlatıldı ve Erdoğan’ın Ukrayna savaşı sürecinde Moskova’ya karşı Batı yaptırımlarına katılmamasına rağmen Batı ile ilişkilerini sürdürebilme başarısının altı çizildi. Erdoğan’ın tahıl anlaşmasında ve esir takasında oynadığı rol, Türkiye’nin arabuluculuk yeteneğinin güçlü bir göstergesi olarak gösterildi.
BRICS’teki Türkiye’nin Rolü ve Batı ile İlişkileri
Erdoğan’ın BRICS Zirvesi'ne katılımı, Türkiye’nin dış politika çizgisi açısından önemli bir dönemeç olarak görülüyor. Batı medyası, Türkiye’nin BRICS gibi Batı dışı oluşumlarda aktif rol almasının NATO ve Batı ittifakı açısından da dikkatle izlenmesi gereken bir gelişme olduğunu belirtti. Özellikle Türkiye’nin NATO müttefiki olmasına rağmen BRICS gibi alternatif uluslararası yapılarla ilişkilerini geliştirmesi, Ankara’nın uluslararası arenada bağımsız ve dengeli bir politika izlediğinin bir göstergesi olarak değerlendirildi.
BRICS üyelerinin de Türkiye'nin katılımına sıcak baktığı ve bu durumun hem ekonomik hem de siyasi anlamda iş birliğini artıracağı ifade ediliyor. Türkiye’nin enerji, savunma sanayii ve ticaret konularında BRICS üyeleriyle yeni fırsatlar yaratabileceği, aynı zamanda Batı ile bağlarını koparmadan stratejik pozisyonunu güçlendirebileceği öngörülüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BRICS Zirvesi'ne katılımı, Batı medyasında Türkiye’nin izlediği denge politikası, arabuluculuk rolü ve küresel siyasette artan etkisi bağlamında geniş yer buldu. Türkiye'nin hem Batı ittifakı içinde kalarak hem de BRICS gibi yapılarla ilişkilerini güçlendirerek yürüttüğü bu strateji, ülkenin küresel diplomatik etkisini artırmaya yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu katılım, Türkiye'nin hem ekonomik hem de siyasi arenada yeni fırsatlar yaratabileceği ve uluslararası denge politikasını sürdürebileceği bir hamle olarak yorumlandı.